Yaşlı Hastalarda Kalça Kırıkları

  • Ana Sayfa
  • Hastalar İçin
  • Yaşlı Hastalarda Kalça Kırıkları

Kalça Kırığı Neden Olur?


Kalça kırığı, en sık yaşlı hastalarda zayıf kemik yapısının olmasından dolayı düşmesi durumunda meydana gelmektedir. Yaşlıların basit bir düşmesi bile kalçanın kırılması için yeterli bir neden olabilmektedir. Basit bir düşme sonucu oluşan kalça kırıklıklarında osteoporoz (kemik erimesi) büyük bir role sahiptir. Sağlamlığı azalmış bir kemiğe sahip hastanın evde ayağının takılıp düşmesi bile kalçasının kırılmasına neden olabilmektedir.




Bazı durumlarda kemikleri çok fazla zayıflamış kişilerde kalçanın kendiliğinden kırılması bile mümkün olabilmektedir. Yaşlılarda olan tansiyon düzensizliği, görme bozukluğu, refleks ve kas güçlerinde azalma durumu hastanın düşmesini olanak haline getirmektedir. Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçların uzun süreli kullanımı da kemiği daha sert hale getirerek daha kolay kırık gelişmesine neden olabilir. Gençlerde ise genellikle ciddi kazalar sonucu oluştuğu görülür.


Kalça Kırığının Belirtileri Nelerdir?


  • Kasıkta veya üst uylukta şiddetli ağrı oluşur.
  • Şişlik ve hassasiyet görülür.
  • Kalçada ciddi morluk veya kızarıklıklar görülür.
  • Kalça kırığı olan kişi kalçasını döndürürken rahatsızlık duyar.
  • Hasta kalçasının üstüne oturamaz, yatamaz, yürüyemez veya yürürken çok fazla zorluk çeker.


Kalça Kırığının Tanısı Nasıl Koyulur?


Yerinden kaymış kalça kırıklarında tanı koymak kolaydır. Hasta yürüyemez ve kalça bölgesinde hareketle artan şiddetli ağrı vardır. Kırık taraftaki bacak kısalmış ve dışa dönmüş vaziyettedir. Tanı için röntgen çoğu kez yeterli olur. Ancak yerinden kaymamış bazı kırıklarda röntgen yeterli olmayabilir. Bu durumlarda ilaveten bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi ileri tanı yöntemlerine başvurulur.


Düşme sonrası kalçada ağrı ve yürüyememe şikayeti olan yaşlı hastalarda kalça kırığından şüphelenilmeli ve hasta üzerine bastırılmadan kısa sürede ambulansla hastaneye götürülmelidir. Yaşlılarda açıklanamayan kalça veya kasık ağrılarında kırık  akla getirilmeli ve tetkik ettirilmelidir.


Kalça Kırığının Tipleri Nelerdir?


Kalça kırığının femur kırığı, trokanterik kırık ve subtrokanterik kırık olmakla birlikte toplamda 3 tipi vardır. Bu tipler kırığın yerine göre belirlenir.


Femur kırığı:  Vücudun en büyük uzun kemiklerinden bir tanesi olan kalça eklemi ile diz eklemi arasında uzanan femur dediğimiz uyluk kemiğinin herhangi bir yerinde travma sonucu oluşan hasara femur kırığı denilir. Femur kırığının en büyük belirtisi şiddetli ağrı ve şişliktir. Daha çok 60 yaş üstü kadınlarda erkeklere oranlar daha çok meydana gelmektedir. Kesin tanısı röntgen ile konulur.


Trokanterik kırık: Trokanterik kırık genellikle 70 yaş üstü kişilerde daha çok meydana gelmektedir. İki trokanter arasında kalan bölgede oluşan kırığa, trokanterik kırık denir.


Subtrokanterik kırık: Subtrokanterik kırık trafik kazası, silahla yaralanma, düşme gibi kuvvetli travmalar sonucu oluşmaktadır. Subtrokanterik kırık femurun üst kısmında oluşan kırıklar olarak bilinir.




Kalça Kırığı Tedavisi Nasıldır?


Yaşlılarda görülen kalça kırıkları son derece önemli ve hayati kırıklardır. Çünkü bu tür bir kırık tedavi edilmediği takdirde hasta yatağından kalkamaz. Günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştiremez. Hasta kırık nedeniyle yataktan çıkamadığı ve hareket edemediği için vücudunun sırt kısmında yaralar açılır, kalkamadığı için akciğeri su toplamaya başlayabilir.


Bu nedenle hastanın yaşamına sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi için kalça kırığının vakit kaybedilemeden tedavi planlanmalıdır. 


Kalça kırığı ve tedavisi süreci, kalça kırığı olan hastalarda en yakın zamanda başlamalıdır. Bu sayede kaybettikleri sağlıklarını geri kazanma süreleri daha da hızlanacaktır. Örneğin kalçası kırılan hasta 24 saat içinde ameliyat edilirse çoğu zaman hasta kırığının farkına bile varmaz. Ameliyat süreci 72 saatten daha uzun sürerse mortalite ve morbidite oranları belirgin olarak artmaktadır. 


Kırığın tipine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre tedavisi değişiklik göstermektedir. Anestezi riski olan hastalarda cerrahi yöntem tercih edilmemektedir. Fakat bu çok nadir görülen bir durumdur. Sabit kırıklarda cerrahi olmayan tedaviler tercih edilebilir. Bu süreçte hastanın sürekli yatması, ayağa kalkmaması, yürümemesi gerekir. Bol bol istirahat etmelidir. Kırıkta kayma riski ihtimaline karşı yakın röntgen takibi yapılır.


Cerrahi tedavide, genellikle femur kırığında hastanın yaşına, kemiklerinin güçlülüğüne ve genel durumuna göre protez veya platin uygulanır. Genç yaşlarda kalça kırığı görülen kişilerde kırıkların kaynaması için çivileme veya vidalama uygulanır.


Yaşlılarda ise kırık kemiklerin kaynama ihtimali düşün olduğundan dolayı total veya parsiyel protez tedavisi uygulanmaktadır. Trokanterik kırık ve subtrokanterik kırık tedavisinde genellikle kemiklerin kaynaması amacı ile kompresyon kalça çivileme ameliyatı tercih edilmektedir.




Ameliyat Sonrası Süreç


Hastalar ameliyat olduktan sonra evlerine veya rehabilitasyon merkezine taburcu edildikten sonra yataktan kalkabilmeleri için fizyoterapist desteği almalıdır. Ameliyattan sonra yük verme konusunda hem yapılan işlem hem de kırığın özelliklerine göre yük verip vermeyeceği hastaya iletilir. Hastaya yapacağı egzersizleri anlatılır. Hastanın cerrahi sonrası desteklenerek ayağa kaldırılıp günlük aktivitelerini yerine getirmeye teşvik edilmesi en az yapılan cerrahi işlem kadar önemlidir. 


Bize Danışın

image
image

Daha Fazla Bilgi İçin Bizimle İletişime Geçebilirsiniz