Diz protezi cerrahisi temel olarak diz eklemindeki mevcut olan ağrı ve hareket kısıtlılığını gidererek fonksiyonu geri kazanmak için uygulanmaktadır. İleri seviye diz kireçlenmesinde ilaç, fizik tedavi, egzersiz, dize enjeksiyon uygulamaları gibi ameliyat dışı yöntemler fayda sağlamadığında diz protezi ameliyatı kaçınılmaz hale gelir.
Geçmişte diz protezi ameliyatı günümüzde uygulandığı kadar tercih edilmemekteydi. Bunun sebebi günümüzde bu uygulama üzerine ileri derece de teknolojik ve tıbbi ilerleme olmasıdır. Günümüzde ameliyathane şartlarının iyileşmesi, cerrahi tekniklerde ilerlemeler, protez dizaynlarındaki gelişmeler, ameliyat sonrası ağrı kontrolünün daha kolay yapılabilmesi gibi nedenlerle ortopedi pratiğinde sık uygulanan tedaviler arasına girmiştir.
Günümüzde birçok kişi günlük hayatlarını etkileyen dayanılmaz diz ağrılarına rağmen ameliyata yönelik kaygıları nedeniyle diz protezi ameliyatlarını ertelemektedir. Yapılan çalışmalar diz kireçlenmesi olan hastaların %90’ının diz protez ameliyatı olmak için uzun süre beklediğini göstermektedir. Hastaların bu konudaki endişelerine hak vererek günümüzde kullanılan modern teknolojik yöntemlerin avantajlarını bilmek bu kararı verirken hastalara yardımcı olmaktadır.
Öncelikli olarak diz kireçlenmesi olan bir hasta ameliyat olmazsa ne olur sorusunu incelemek gerekir:
Hastanın diz ağrısı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle gün içerisindeki mobilizasyonu (günlük yaşamsal aktiviteleri) azalacaktır. Örneğin yürüyüş yapmada zorlanır, sosyal aktivitelere katılmak artık hasta için güç hale gelmiştir. İster istemez kendisine ev içerisinde ya da kısıtlı bir çevrede hayat kurmaya çalışır. Bu da hastanın kilo almasına, sevdiklerinden uzak kalmasına, sosyal hayattan kopmasına neden olmaktadır. Aldığı kilolar nedeni ile diğer sistemlerde görülen hastalıklarda da artış meydana gelmektedir. Örneğin kilo alması ve hareketsizliği nedeniyle ateroskleroz diye isimlendirdiğimiz damarlarda tıkanma riski çok daha yükselmekte, diyabet gibi hastalıkların riski artmaktadır.
Hasta istirahatte dahi ağrı duymaya başlamıştır. Bir hekime protez cerrahisi önerirken sorduğu anahtar sorulardan bir tanesi istirahat ağrısının olup olmadığıdır. İstirahat ağrısı yaşam konforunu ciddi olarak düşürmekte, uyku kalitesini bozmaktadır.
Hasta zaman içerisinde ağrı nedeniyle sürekli ağrı kesiciler kullanmak zorunda kalmaktadır. Ağrının giderilmesi amacıyla kullanılan bu tedavilerin sürekli olması nedeniyle mide kanaması (Gastrointestinal kanama), böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. Mide kanaması şiddetli olması ve zamanında müdahale edilememesi halinde hastanın ölümü ile sonuçlanabilir. Böbrek fonksiyonlarının zaman içerisinde giderek kötüleşmesi kişiyi diyaliz bağımlı hale getirebilir.
Kişi ağrıları nedeniyle merdiven inip çıkmakta, sandalyeye oturup kalkmakta ve en basit günlük ihtiyaçlarını almak için markete gitmekte bile zorlanmaya başlayacaktır.
Yapılacak diz protezi cerrahisinde eklemdeki hasarlı kemik ve kıkırdakları giderilmekte, protezi özel metal alaşımları ve diğer bileşenlerle değiştirilmektedir. Diz eklemine uygulanan protez ameliyatının amacı, diz ekleminde ağrıyı gidermek ve hareket kabiliyetini tekrar kazanarak hastanın günlük yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmaktır.
Cerrahinin tecrübeli bir cerrah tarafından iyi bir teknikle yapılması, dünya çapında kullanılan kendini ispat etmiş protez firmalarının ürünlerinin kullanılması, cerrahi sonrasında iyi bir ağrı yönetimi ile rehabilitasyonun iyi yapılması sonrasında hasta hızlı bir şekilde ağrılarından ve kısıtlılıklarından kurtulacaktır.
Diz Protezi Ameliyatı Faydaları Nelerdir?
- Rahatsızlık, ağrı hissinden kurtulma
- Hareket kısıtlamasını ortadan kaldırma
- Günlük aktiviteleri daha rahat yapabilme
- 15-25 yıl arasında sorunsuz protez kullanımı
- Diz çevresindeki şişliklerden kurtulma
Diz Protezi Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Enfeksiyon
Protez cerrahisinde hastanın ve doktorun korkulu rüyasıdır. İstatistiksel olarak bakarsak görülme oranı %1-2 olarak literatürde ve kendi pratiğimizde görmekle beraber olası bir enfeksiyon durumunda uzun süre antibiyotik kullanımı gereksinimi, tekrarlayan cerrahi müdahaleler gerekmektedir.
Kan Pıhtısı
Diz protezi ameliyatlarından sonra sıklıkla görülen sorunlardan biri de kan pıhtılarıdır. Kanın akışını engelleyen ve kan damarlarına zarar verebilen pıhtılar, hayati fonksiyonların durmasına dahi sebep olabilir. Bulunduğu yerden kopup akciğerlere ulaşması durumunda pulmoner emboli durumuna yol açıp, kişinin ölümüne sebep olabiliyor. Bu ciddi durum takip edilerek ameliyat sonrasında hareketlilik sağlanıp, pıhtı önleyici ilaçlar verilmektedir.
Sinir ve Damar Hasarı
Ameliyat esnasında yaşanabilecek bu durum, nadir görülse de olabilecek riskler arasında yer alır. Cerrahın, işlem esnasında diz bölgesindeki sinir ve arterlerden birini yanlışlıkla kesmesi, ikinci bir ameliyat olmaya sebep olabilir. Sinir kesilmesi durumunda bölgede his ve hareket kaybı yaşanması muhtemeldir. Bu nedenle ameliyat için alanında uzman ortopedi doktorlarını seçmek oldukça önemlidir.
Diz Sertliği
Diz sertliği, ameliyat sonrasında kişinin hareket etmemesi sonucunda oluşabilecek komplikasyonlardan biridir. Diz sertliği olmaması için ameliyat sonrasında önerilen kas hareketlerini düzenli yapmayı ihmal etmemelisiniz. Hareketliliğin sağlanamadığı durumlarda oluşan sertliklerin giderilmesi için tekrar cerrahi müdahale gerekebilir. Bu da ikinci bir ameliyat olmanıza ve tekrar anestezi almanız anlamına geliyor.
Protezin Gevşemesi
Başarısız diz protezi ameliyatlarının belirtilerinden biri de implantın gevşemesi ve stabilitesini kaybetmesidir. Ameliyat sonrasında protezin hareket etmesi eklemde tekrardan aşınmalara ve yeniden ağrıların başlamasına sebep olabilir. Bu durumun tedavisi ameliyatla tekrardan protezin sabitlenmesi, gerekli durumlarda değiştirilmesinden geçer.
Sonuç olarak hasta ve hekimin karar vermesi gereken cerrahinin artıları ve eksileridir. Eğer ağrı ve hareketlerde kısıtlanma mevcut ise günümüzde diz protezi cerrahisi başarı ile uygulanabilen bir cerrahidir. En çok korkulan beklenmeyen sonuç enfeksiyon olup bunun bile riski %1-2’dir. Ameliyatsız tedavilerde karşılaşılabilecek risklere göre çok düşük bir risk olarak değerlendirilmektedir.